Adamın biri, Nasreddin Hoca’ya bir gün, artık Grekçe mi, Frenkçe mi, Süryanice mi bilinmez, Hoca’nın yazısından anlamadığı bir kitap getirmiş. Hoca kitabı karıştırmış, adama geri verirken:
– Bunu ben bilmem, demiş, git bir de San Saltuk’a sor!
Adam aynlırken Hoca’ya ne dese beğenirsiniz:
– Bir de Hoca olacaksın, başındaki kavuktan utan!
Hoca, kavuğu çıkardığı gibi arkadan adamın başına geçirip:
– Be boşboğaz demiş, keramet kavuktaysa, al, sen oku!