Hocaya durup dururken hangi burçtansın diye sormuşlar:
– Teke, demiş Hoca.
– Kuzum Hoca, demişler, böyle bir burç da yıldız da yok.
– Olsun, demiş Hoca, çocukluğumda rahmetli annem senin burcun oğlak derdi, oğlak o zamandan bu zamana teke oldu!
Terbiye, Buzağı İken Verilir Hoca’nın ineği buzağılamış. Buzağı serpildikçe Ho ca’yı da canından bezdirmeye başlamış. Ahıra bağiasa ipinden kurtuluyor, kaşla göz arasında alıp başını gidiyormuş.
Bir gün yaramaz buzağı, Hoca’nın bahçede bin bir emekle yetiştirdiği ne kadar domates, fasulye varsa hepsini çiğnemiş, talan etmiş. Tabi, Hoca’nın da iyice sabrını taşırmış. Hoca, bastonunu kaptığı gibi ahırdaki ineği evire çevire dövmeye başlamış.
Hoca’nın hanımı şaşırmış kalmış. Hoca’yı sakinleştirmeye çalışmış.
– Yahu Efendi, ineğin ne günahı var da, hıncını ondan alıyorsun. Suçlu bahçede. Git, buzağı ile kozunu paylaş, deyince, Hoca:
– Yok hanım, demiş, suçun büyüğü inekte. Ağaç yaşken eğilir. Yavrusuna iyi terbiye verseydi, öyle orayı burayı talan etmezdi, elleme, bu inek bu köteği hak etti!