Yağmurlu bir havada Hocamız camdan dışarıyı seyrederken Kara Külah’ın koşar adım eve doğru geldiğini görmüş. Pencereyi açtığı gibi:
– Utan, demiş, Allah’ın rahmeti bu, ne diye kaçıyorsun?
Etme bulma dünyası ya, gel zaman git zaman aynı durum Hoca’nın başına gelmiş. Bardaktan boşanıyor mübarek. Hoca bir an önce ıslanmadan eve ulaşmanın telaşındayken, Kara Külah pencereyi açıp:
– Hoca, demiş, hani ne oldu; Allah’ın rahmetinden kaçılmaz diyordun?
– Ben sen miyim, demiş, Hoca, hem ne kaçması, telaşım o rahmete basmamak için benim!