Nasreddin Hoca karısının “İnek de inek isterim!” ısrarına dayanamayıp bir inek almış. İnek almış ama, ahır zaten Karakaçan’a dar geliyor, ne yapacağını şaşırmış. Hani hatuncuğu da ineğin üzerine titriyormuş. Zavallı eşek kapının ağzında daracık yere sıkışmış, kabir azabı çekiyor.
Hoca bir gün sabretmiş, iki gün sabretmiş, bakmış olacak gibi değil. Başlamış beddua etmeye:
– Güzel Allah’ım, şu ineğin canını bir an önce al da eşeğimi azaptan kurtar!
Bir sabah alaca karanlıkta ahıra girmiş ki ne görsün? Eşek nallan dikmiş; inek keyifli keyifli geviş getiriyor.
– Yarabbi, demiş, bağışla ama şaşırdım kaldım; “eşek” ile “ineği” birbirinden ayıramamışsın!
Bu fıkra kişiyi imanından eder.
Haşa Allah şaşırdı ne demek.
Evet Hâşâ bu fıkra uydurulmuş. Nasreddin hoca bir Allah dostudur. Böyle bir fıkrası olamaz.
Kes zırvakanayı sofi!